3 yanı denizlerle çevrili Türkiye'nin kullanabileceği en ideal yangın uçağı hangisi?

1 Ağustos 2021

yangın söndürme uçağı

23 Temmuz 2021 günü Antalya'nın Manavgat ilçesinde başlayan daha sonra eş zamanlı ve peşpeşe Akdeniz bölgesi illerinde ve çevre illerde başlayan orman yangınları sayısı, bu makaleyi hazırladığımız sırada 112 ye çıktı.

Yangınlar sürerken, bir takım siyasiler ve muhalifleri sosyal medya ve diğer yayın araçları vasıtasıyla bu felaketten bir ekmek çıkarma derdine düştü. Bu durum bir kez daha ülkenin bürokrasisinin ve ilgili kuruluşlarının nasıl bir aymazlık ve beceriksizlik içinde olduğunu gösterdi. Lafla peynir gemisinin yürümediği gibi, lafla maalesef yangın, deprem gibi felaketler de önlenemiyor.

Bu ülkede yetkisi olanlar, bir takım siyasiler ve onları eleştirenler çõzūmü bırakın, çõzümle ilgili bir fikir dahi üretmezken, sandalyeden biri kalkıyor, diğeri oturuyor. Yalnızca oturuyorlar ve birbirlerine sataşıyorlar.

Türkiye'nin her yerinden insanlarımız yangın bölgelerine koşuyor, herkes imkanı ölçüsünde bedensel yada maddi olarak bu felaket ile savaşa destek veriyor. Ancak savaşın diğer tarafı doğa... Bir doğa felaketi ile savaşıyoruz. Kazma ve kürekle her şey bir yere kadar. İklim değişikliğine bağlı felaketlerin bağıra bağıra geldiği 2021 yılında hazırda tutulması ve anında kullanılması gereken araçlar, yani yangınla havadan mücale edecek, Türkiye coğrafyasına en uygun hava araçları, yangın söndürme uçakları, orman bakanının açıklamasına göre, hiç yok.

Ülkenin ormanları cayır cayır yanarken, hayatını kaybeden insanların sayısı da artıyor. Maddi hasarın boyutu ise bilinmiyor. Eğer ülkenin envanterinde yeteri kadar yangın söndürme uçağı olsaydı, bu büyüklükte bir acıyı yaşamayacaktık.

Sosyal medyada insanlar ikiye ayrılmış durumda. Bir taraf yangınlara helikopterler ve yabancı devletlerden kiralanan uçaklarla, yeterince müdahale edildiğini savunuyor, diğer taraf ise mücadelenin yetersiz olduğunu savunuyor. Olumsuz görüşte olanların sayısı çok daha yüksek. Ancak sorulması gereken, tartışılması gereken doğru soru, risk oranı çok yüksek ülkenin, her an hazırda tutulması gereken yangın söndürme uçaklarının neden olmadığıdır.

Bu makalede neden Türkiye'nin yangın söndürme uçağı yok?  konusunu tartışmaya açmayacağız. Elbet bu soruya cevap verecek birileri vardır. Makalemizin konusu Türkiye için  hangi uçak doğru? sorusu. Bu konuyu olduğu gibi anlatarak, biraz olsun bilgi kirliliğinden sıyrılmanıza yardımcı olmaya çalışacağız

Türkiye, orman yangınları için mücadelede yalnızca bu görev için tasarlanmış, yangın söndürme uçağı satın almalıdır.

Neden sadece yangın uçağı sorusuna da hemen karşılaştırmalı olarak ayrıntılı cevap verelim.

Yangınlar kimyasal bir olaydır. Isı ve oksijenin(hava) birleştiğinde maddenin verdiği kimyasal tepkimeye yanma denir. Buradaki oksijen, yani hava faktörünü aklınızda tutun.

Türkiyedeki tek pervaneli helikopterler, bir kerede su kaynağından, altlarına asılı su taşıma aparatlarına 1-1,5 ton su alabiliyor, çift pervaneli helikopterlerde ise bu kapasite 3-3,5 tondur. Bir helikopter su kaynağına olan mesafesi yaklaşık 20-25 kilometre olan bir yangına saate ortalama 20 ton su taşıyabiliyor.

Ancak büyük çaplı ve yayılma ihtimali yüksek orman yangınlarına helikopterle müdahale etmek büyük bir paradoksa yol açar. Yukarıda aklınızda tutmanızı istediğimiz oksijen, yani hava faktörü, helikopter ile müdahalede büyük bir paradoks oluşturur. Öncelikle yangın söndürme helikopterleri, tüm dünyada yangın henüz ilk çıkmaya başlandığı anlarda önlem amacıyla kullanılır. Bunun sebebi  helikopter pervanesinin aşağıya doğru oluşturduğu, yangını körükleyen temiz hava akımıdır. Bu hava akımı henüz başlamış bir yangına bir körük gibi oksijen pompalayarak yangının hızlanmasına ve dağılmasına yol açar. Aynı zamanda helikopterlerin suyu dar bir çember içine boşaltması da uçaklara oranla negatif bir durumdur. Helikopter ile müdahalede, yanan alanların üzerinden geçmemeye özen gösterilir. Henüz yanmaya başlamamış alanlara su atılırak yangının önü kesilir. Devam eden ve yayılma ihtimali yüksek yangınlara bu nedenle söndürme amacıyla helikopter ile direk yukarıdan müdahale etmek büyük bir hatadır. Yangına körükle gitmektir.

Türkiye'nin Rusya'dan kiraladığı ve şu felaket günlerinde zorunlu olarak bol bol reklamını izlediğimiz, kargo taşımak ve yangın söndürmek üzere üretilmiş Boeing tipi Rus Beriev-200 uçaklarının su taşıma kapasitesi 12 tondur. Bu amfibi uçaklar boyutları dolayısıyla su kaynağına iniş, suyu doldurma ve kalkış esnasında yaklaşık 5-6 kilometrelik bir su yüzeyi mesafesine ihtiyaç duyarlar. Ayrıca jet motorlu olmalarından dolayı kontrolü, pervaneli uçaklara oranla daha zordur. Manevra açıları daha geniştir. Maksimum hızı saatte 700 km ye kadar ulaşabilir. Bu uçağın fiyatı 70 milyon Amerikan doları civarındadır ve gelecekteki bakım ve yedek parça maliyetleri Rusyadan başka yaygın temsilci ve servis ağı olmadığı için gayet yüksek olacaktır.

Sıradaki uçak, Türkiye'nin coğrafi durumuna en uygun uçak, tüm dünyada kendini kanıtlamış Kanadalı Viking havacılık şirketinin, yangın söndürmek için tasarlayıp ürettiği amfibi,  CL serisi uçaklarıdır. Bu CL 415 ve yeni modeli CL515 serisi uçaklar pervanelidir ve B-200 uçaklarına oranla daha küçük su zemininde süzülerek tanklarını doldurup, yangına müdahale edebilirler. Amfibi bir yangın söndürme uçağıdır. CL 415'in su taşıma kapasitesi B-200 ün yarısı kadar, 6 tondur. CL 515 modelinde ise bu kapasite 7 tona çıkartılmış. Uçak su kaynağına iniş, su alma ve kalkış mesafesi için yalnızca 1400 metreye ihtiyaç duyar. Jet motorlu rakibine göre bunun hızı da saate maksimum 360 km dir. yangın söndürme sırasında her uçak da, git gel mesafesinin durumuna göre yaklaşık saate 250 km hız yapabilir. Ülkemizin her noktasının su kaynaklarına olan mesafeleri göze alındığında uçağın hızının yüksek olmasının pek bir avantajı yoktur.

Bir yangın söndürme uçağından beklenen özellikler hızdan ziyade, manevra kabiliyeti, yedek parça, servis ve kullanım basitliğidir. Bu yüzden CL 415 serisi uçaklar tüm dünyada bir numaradır. CL 415 serisi uçağın fiyatı 35 milyon  Amerikan doları, eğer en son teknolojilerle donatılmış yeni versiyon CL515 almak isterseniz bunun  fiyatı da 45 milyon Amerikan dolarıdır. Ayrıca dünya genelinde yaygın servis ve hizmet ağları da mevcuttur. Çoğunluk bir şeyi kullanıyorsa mutlaka bir bildikleri var.

Bu makale biraz reklam gibi oldu ama kesinlikle öyle değil. Okurken bu şirketten bu yazı için para aldığımızı dahi düşünebilirsiniz. Ancak bizim tek amacımız, ülkenin kaynaklarının en iyi şekilde kullanılması için bir el verrmek, bir katkı sunmaktır. Kimi para verir kimi de bilgisi ile katkıda bulunur. İstiyoruz ki tüyü bitmemiş yetimin hakkı, milletin vergileri, son kuruşuna kadar doğru harcansın. Türkiye için en iyi olanı istemek, gelecek nesillerin refahı için görüşlerini belirtmek, bizim için hak değil öncelikli görevdir.

Ayrıca Türk Hava Kurumuna da bir kaç cümle ile değinmezsek olmaz.

THK ilk kurulduğu 1925 yılından beri, bu ülkeye havacılık alanında bir çok artılar kazandırmıştır. Sivil havacılığın ve askeri pilot eğitiminin temel taşıdır. Hatta THK'nin yetiştirdiği havacı gençler, 1974 Kıbrıs Harekâtı sırasında gerçekleşen Hava İndirme Harekatı’na paraşütçü olarak katılmıştır. Harekât sırasında kurumun uçak ve pilotlarına da önemli görevler verilmiştir. Planör ve paraşüt eğitimini ülkede, resmi olarak yalnızca bu kurumdan alabilirsiniz. Ayrıca aynı adlı bir de üniversitesi vardır. Havacılık adına en parlak mesleklerin eğitimi bu üniversitede verilir.

Sizlere bir takım yobazlar tarafından THK yıllarca kurban derisi topladı, hiç bir şey yapmadı denirse eğer inanmayın. 2013 yılına kadar deri toplama yetkisi sadece THK nın elindeydi. Bir gecede çıkan bir kararla bu yetki herkese açıldı. Cemaatler ve Tarikatlar bu yıldan sonra kurban derilerine hücum ettiler. THK'ya gelir getiren bir şey kalmadı. THK'ye, 16 Ekim 2019'da, yönetimsel ve maddi sıkıntılar nedeniyle kayyum atandı. Yangın söndürme uçakları kaderine terk edildi. Uçakların pilotları işten çıkarıldı. THK 2013 yılına kadar topladığı kurban derilerinin paraları ile binlerce gencimize havacılık, pilotaj, planör ve paraşüt eğitimi vermiştir.

Devletten Genel bir bütçe ödeneği almayıp, yalnızca kurban derileri ve bağışlarla ile bunca işi  yapılabilmesi bazılarının işine gelmiyor. Devleti her yönden hortumlayanlar, 10 liralık işi bin liraya yaptırıp aradaki farkı cebe indirenler, doğal olarak ayrı bir dünyada ve zihniyette oldukları için, THK'da herhangi bir yolsuzluk, yönetim yanlışlığı bulamadıklarında, her zamanki cumhurriyet kurumlarını kötülemek için kullandıkları, ''THK kurban derilerini topladı, rakı sofrası kurdular. Kurban derisi parasıyla rakı içtiler.! '' türünden sözlerle , çamur atma, piyasa yükseltme, rakibi egale etme manevraları yapıyor.

Bizim saf vatandaşımız da araştırıp, okumadığı için bu söylenenlere inanıyor. Oysa ki Türk Hava Kurumu, cumhuriyet Türkiyesinin en güzide ve kirletilememiş kurumlarından biridir.

CL 415 ve CL 515 tanıtım ve yangın söndürme ile bir çok genel bilgiyi de içeren videosunu Türkçeye çevirip YouTube kanalımıza yükledik. Bu uçaklar hakkında ayrıntılı videoyu linke tıklayarak izleyebilirsiniz. https://www.youtube.com/watch?v=nktvbgUx04M

Facebookta Paylaş Tweetle