Çocukları küçük kurşunlarla öldürürler değil mi anne?
Yazar: Silahalsat | Tarih: 11. 7. 2020
Çocukları küçük kurşunlarla öldürürler değil mi anne?
Srebrenitsa katliamında vurulan dört yaşında bir
çocuğun ölmeden önce annesine sorduğu soru..
İnsanı yediği yemekten, içtiği sudan, aldığı nefesten utandıran soru..
1991 ile 1995 yılları arasında süren Yugoslavya iç Savaşı'nda, 11 temmuz 1995 günü başlayan ve 22 temmuz 1995 günü biten, insanoğlu hakkında ciddi şeyler anlatan soykırım..
Srebrenitsa'da neler oldu
Yugoslavya iç savaşı sırasında Bosna Hersek'in
Srebrenitsa kasabasında 13-18 temmuz 1995 tarihleri arasında 8 bin genç ve
yetişkin müslüman erkek, Bosnalı Sırp güçler tarafından öldürüldü.
Birleşmiş milletler (BM) 1993 yılında Srebrenitsa'yı Boşnaklar için "güvenli
bölge" ilan etmişti.
Bosnalı Sırpların iki yıl süren kuşatması sonrası temmuz 1995'de Srebrenitsa
düştü.
Binlerce Boşnak erkek, kadın ve çocuk, Srebrenitsa'nın hemen dışındaki
Potocari'de bulunan Hollandalı askerlerin denetimindeki BM barış gücü
karargahına sığındı.
Hollandalı askerler karargaha sığınanlara burada güvende olacaklarını söyledi.
Ancak askerler Bosnalı Sırp güçlerin kampı kuşatması üzerine binlerce Boşnak'ı
Sırplara teslim etti.
Sırp güçler, karargaha sığınanlar arasından ayırdıkları 300 erkeği, kamyonlarla
götürüp öldürdü. kadın ve çocuklar da Bosna'nın diğer kesimlerine götürüldü.
Kasabada 8 binden fazla müslüman öldürüldü.
Srebrenitsa'da hayatını kaybedenlerin büyük kısmı halen Bosna Hersek'in
doğusundaki toplu mezarlarda yatıyor.
Olaylar öncesinde BM tarafından güvenli bölge ilan edilen kasabada, civardaki
çatışmalardan kaçan çok sayıda sivil bulunuyordu.
Srebrenitsa'da yaşananlar, "2. dünya savaşı'ndan sonra Avrupa'daki en büyük
katliam" olarak nitelendiriliyor.
BM'nin yargı organı uluslararası adalet divanı 2007'de, kasabada yaşananları
"soykırım" olarak nitelendirmiş ancak sorumlusunun Sırbistan olmadığına
hükmetmişti.!?
Rusya ise 2015'te bm güvenlik konseyi'ne sunulan ve kasabada yaşananları
"soykırım" olarak nitelendiren bir karar tasarısını veto etmişti.!?
Hollanda'nın Lahey kentinde eski Yugoslavya için kurulan uluslararası ceza
mahkemesi, katliamdan sorumlu tutulan Bosnalı sırp general Ratko Mladiç'i
soykırımdan, insanlığa karşı suç işlemekten ve Srebrenitsa katliamından suçlu
buldu. Mladiç müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
ÇETNİK DOMUZLARI AMAÇLARINA ULAŞTILAR.
YAPTIKLARI 'ETNİK TEMİZLİK' SONUCU NÜFUSUN BÜYÜK YÜZDESİNİ OLUŞTURMAYA
BAŞLADILAR.
Srebrenitsa
katliamı, kasap bile demenin bir lûtuf sayılabileceği bu yaratıkların
ellerindeki silahlara güvenerek, bir kamyon kasası içerisinde yemyeşil
çiçeklerle bezeli tarlalık içerisine getirdikleri savunmasız bir genci sırtından
ateş ederek öldürmeleri, sapasağlam bir yürek karşısında ne kadar korkak ve aciz
olabildiklerinin kanıtıdır . Srebrenitsa katliamı, Bunu yapmış olmanın bedelini
bir yerde mutlak ödeyecek olmaktır.
Srebrenitsa'da babası öldürülen birinin sözleri:
Burada, Srebrenitsa'da herkes kayıplarının bir kemiğini bulma peşinde.
Neden diye sorduğunuzda ise aldığınız cevap:
Çünkü o günlerde çetnikler(sırplar) insanları fabrikalara doldurup sadece
kurşuna dizmediler. Burada bulunan alüminyum fabrikasında toplanan insanlar asit
dolu kazanlara (yada alüminyum eritilen kazanlara) atılarak eritildiler. Ve o
insanlardan geriye kalan ne bir kemik parçası ne de bir saç teli var. İnsanlar
yakınlarının kemiklerini buldukları zaman en azından asit kazanlarına
atılmadığını bilerek seviniyorlar...
Ne sevinç.. Ve ne acı..
Sırpların insanları katledip toplu mezarlara
gömdükten sonraki yaptıkları diğer bir vahşilik ise bu mezarların daha sonra
keşfedileceğini düşünerek mezarları tekrar tekrar açıp iş makineleri ile deşerek
kamyonlarla farklı bölgelere götürüp yeniden gömmesidir. Bu nedenle bir insana
ait ceset kalıntıları birden fazla toplu mezarlardan çıkıyor. Şu ana kadar en
fazla sekiz farklı toplu mezardan toplanarak bir araya getirilen bir beden
bulunuyor..
Bu katliamı Sırplar yapmıştır ama vicdani
sorumluluğunun bir kısmı Hollanda ordusu üzerindedir.
Sırpların niyetini bilen Hollanda askeri en küçük bir direniş göstermemiş ve bu
katliama ön ayak olmuştur.
İşin öncesinin-sonrasının, Sırpların Boşnaklardan bu kadar nefret ediyor
olmasının tarihi gerekçelerle haklı veya haksız olmasının konuyla uzaktan
yakından ilgisi yoktur. Bu katliam yapılmıştır ve hiçbir sebep böyle bir vahşeti
anlaşılabilir kılamaz.
Hollanda askeri canı pahasına direnmeli, gerekirse son askerine kadar ölmeli
ancak sizi biz koruyacağız diyerek silahlarını ellerinden aldığı Boşnakları
Sırpların eline bırakmamalıydı.
Srebrenitsa katliamında ölen sadece silahsız Boşnaklar değil, Hollanda ordusunun
şerefi de olmuştur. Bir asker şerefi için yaşamalıdır. Şerefiniz gittiğinde siz
de ölmeliydiniz.
Srebrenitsa katliamı asla unutulmayacak olan soykırımdır. Sırf Srebrenitsa'da değil Bosna'nın geneli dolaşıldığında, müslümanların mezar taşlarına bakıldığında doğduğu gün ve öldüğü gün aynı gün olarak kaydedilmiş binlerce mezar taşının Bosna'nın dört bir yanında hala dimdik ayakta olduğu görülecektir. O mezar taşları ki, onlar anne karnında katledilen bebeklere ait olanlardır. Yanlarına vardığınızda ve olayın ne boyutlarda olduğunun farkına vardığınızda boğazınız düğümlenir, gözleriniz nemlenir, uzun bir süre kimseyle konuşmak istemezsiniz.
Srebrenitsa katliamı, Birleşmiş Milletlerin, insan Hakları'nın, insanlığın, medeniyetin, vicdanın, etiğin ve ahlakın dünyadaki sadece belli bölgeler ve devletler için geçerli olduğunu, söz konusu onlar ise bu kavramların ve mekanizmaların işlediğini, yine ve yeniden tüm insanlığın gözleri önüne seren tarihteki kara bir lekedir. Değil 18, yüz sene de geçse -ancak seneler sonra servis etmeye yüreğinizin el verdiği -o görüntüler hafızalardan asla silinmeyecek.
Roy Gutman'ın ''a witness to genocide'' kitabında
kendi gözünden anlattığı toplu tecavüzler, ayakta uyumaya zorlamak, Bosnalıları
yakmak gibi akıl almaz alçaklıklar, oraya barış gücü diye gönderilen BM
kuvvetlerinin nasıl olup da bir halkı kurban ettiği, insanların katledilip
cenazelerinin 15 yıl sonra ancak kaldırılabildiği utanç.
Umarız bu katliama göz yuman herkes, BM, Sırplar, Avrupa vs. O içini
doldurdukları 8372 tabutun altında kalır.
Hakkında ne yazılırsa yazılsın, mazlumlarına ne
kadar ağıtlar okunursa okunsun ve faillerine ne kadar lanet edilirse edilsin,
asla dünya üzerinden silinmeyecek kara lekelerden biridir. İnsanlığın sessiz
kaldığı, insanlıktan çıkanların gerçek insanları katlettiği, işkence ettiği,
tecavüz ettiği ve hala daha utancının dile getirilmediği bir katliamdır.
Bugün Boşnak toprakları üzerinde yaşadığı işkence ve tecavüz sonrasında aklını
yitiren binlerce kadın vardır.
Bugün boşnak toprakları üzerinde bir vahşetin eşiğinden dünyaya gelen ve ailesi
tarafından istenmeyen binlerce çocuk vardır ( maalesef ki bu çocukların bazıları
başka pisliklerce sömürülmüştür ).
Bugün Boşnak toprakları üzerinde sevdiğinin, evladının, kocasının, annesinin,
babasının mezarın bilmeden sokaklarında dualarla dolaşan insanlar vardır.
Bugün hala Boşnak topraklarında o kara günlerin vahşetini yaşayıp sağ kalan ve
bunu her gün düşünüp her gün yeniden ölen yaşlılar vardır.
Ama bugün o topraklarda hakkı teslim edilen bir millet yoktur.
Tazminatlar yoktur, kısaslar yoktur, suçlularına ceza yoktur. Bu gün utanmadan
hala öldürülen yüz binlerce insanın bir karambola kurban gitmişçesine
unutulmasını bekledikleri için, o vahşeti yaşatan insanlıktan çıkmışların, hala
günümüzde olduğunu, bize bu davranışlarıyla ispatlıyorlar.